Haberler

Sürat teknesindeki göçmenleri Sahil Güvenlik kurtardı

Bodrum'un Akyarlar Mahallesi yakınlarından bindikleri 5 metrelik fiber sürat teknesiyle Yunanistan'ın İstanköy Adası'na geçmeye çalışan 10'u çocuk, 6'sı kadın 5'i erkek toplam 21 kişi, Görecek Adası açıklarına gelindiğinde su almaya başladı.Batmamak için hız kesmek zorunda kalan teknedekiler, bölgede devriye görevi yapan 302 borda numaralı Sahil Güvenlik botu tarafından kurtarıldı.Suriyeli oldukları tespit edilen kaçakların arasında bulunan ve tekneyi kullanan bir kişinin Moldovalı organizatör olduğu saptandı.Kaçaklar, Sahil Güvenlik botuna alınarak Bodrum'a getirildi. Moldovalı organizatör ise ifadesi alınmak üzere Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.DENİZ HABER AJANSI

Yeni Zelanda’da penguen fosili bulundu

Müthiş keşif, Yeni Zelanda’nın Otago bölgesinde bulunan Hampden sahilinde yapıldı. 55-60 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen bir kayanın içinde, penguenlere ait fosil parçaları çıkarıldı.1.77’lik boyuyla neredeyse insan boyutlarında olduğu ifade edilen penguenin yaklaşık 100 kilogram ağırlığında olduğu belirtiliyor. Günümüzdeki en uzun penguen türü olan “imparator penguenler” en fazla 1.2 metre boyuna ulaşabiliyor.Araştırmacılar, tarihi penguenin şimdiki akrabalarının aksine siyah-beyaz renkte değil kahverengimsi bir tüy tabakasına sahip olduğunu söylüyor.Bilim insanları yeni bulunan bu tarih öncesi penguen türüne Kumimanu Biceae isini verdi. Dev penguenlerin 20 milyon yıl önce tarih sahnesinden silindiği tahmin ediliyor.DENİZ HABER AJANSI

Balıkesir’de kaçak avlanan balıkçıların malzemelerine el konuldu

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, denizlerin akciğeri olarak tanımlanan deniz patlıcanını yasa dışı avlayanlara göz açtırmıyor. Ekiplerin gerçekleştirdiği denetimlerde avlanması yasak olan deniz patlıcanı avcılığında kullanılan deniz dibi canlılarıyla balık yuvalarını alabora eden 19 adet kankavaya el konuldu.Gıda Tarım Hayvancılık İlçe Müdürü Mehmet Uysal’ın bizzat katılarak öncülük ettiği operasyonda geçtiğimiz günlerde de ele geçen 7 kankava ile birlikte toplam 26’ya ulaşan yasak av malzemeleri, Eski Vergi Dairesi bahçesindeki yediemin deposuna teslim edildi.Yapılan operasyonu değerlendiren Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüaslan, ilçe genelinde yasal olmayan avlara yönelik operasyonların Ayvalık Kaymakamlığının gözetiminde gerçekleştiğini vurgulayarak, “Biz göreve geldiğimiz günden bu yana arkadaşlarımızla konuştuğumuz husus, vatandaşlarımıza sağlıklı bir çevrede yaşayabilmek adına neler yapabileceğimize yönelikti. Bu yönde de arayış içerisindeydik. Bu yaptığımız çalışmalar kanunların bizlere verdiği yetkiler çerçevesindeydi. Sağolsun arkadaşlarımız da çok ciddi çalışmalar sergiliyorlar” dedi.Ayvalık’ta geçtiğimiz günlerde yasak kum midyesi avcılığı yapanlara yönelik Sahil Güvenlik tarafından düzenlenen operasyonu hatırlatan Kaymakam Görgülüaslan, “O operasyon Sahil Güvenlik birimlerimizin almış olduğu bir takım istihbari bilgiler çerçevesinde şekillendi. Akabinde de İlçe Tarım Müdürlüğümüzün de iştirakiyle başarılı operasyon gerçekleşmişti. Bugün de denizlerimizin akciğeri olarak nitelendirilen deniz patlıcanı avcılarına yönelik gerçekleştirilen operasyonda; 19 adet balıkçılıkta ‘algarna’ ismiyle tabir edilen aletler toplandı. Ekiplerimiz bu operasyonları sıklıkla gerçekleştiriyorlar. Bu operasyonlarımız artarak sürecektir” diye konuştu.DENİZ HABER AJANSI

'Çınar' adlı tekne fırtınanın etkisiyle battı

Çanakkale'de iskelede bağlı 18 metrelik tekne lodos nedeniyle battı. Alınan bilgiye göre, bir süredir makine arızası nedeniyle eski Gümrük İskelesi'nde bağlı bulunan "Çınar" adlı tekne, kentte 2 gündür devam eden fırtınanın da etkisiyle battı.Arka kısmından su alan ve büyük bölümü sulara gömülen tekneden yakıt ve yağ sızıntısı tespit edildi. Bunun üzerine Sahil Güvenlik ekipleri denizden numune aldı.Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü (KEGM) görevlileri "sosis bariyer" çalışmasıyla sızıntının yayılmaması için önlem aldı.Batan teknenin sahibiyle irtibat kurulmaya çalışıldığı öğrenildi.DENİZ HABER AJANSI

H-Line, LNG yakıtlı dökme yük gemisi inşa ediyor

Güney Kore Hükümeti, çevre düzenlemelerine ve küresel ısınmaya neden olan gazların salınımını azaltmak için LNG ile çalışan gemilere önümüzdeki günlerde mali destek sağlamayı planlıyor. Projenin standart motorla çalışan gemilerin LNG ile çalışan gemiler arasındaki yüzde 20’ye varan maliyet farkını ortadan kaldırarak teşvik edeceği düşünülüyor.H-Line Shipping ile Korea Gas Corporation(KOGAS), POSCO Terminal bu proje için iş birliği yapacak. İş birliğine katılan şirketler bugün Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ve Okyanuslar ve Balıkçılık Bakanlığı ile iş birliği anlaşması imzalayacak.Tüm süreçlerin tamamlanması halinde 2018 yılında H-Line Shipping, LNG yakıtlı dökme yük gemisinin tasarımını ve inşasını yapmaya başlayacağını açıkladı.Haber: Çağla PULATKAN / DENİZ HABER AJANSI

Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi'nin ihracında geri sayım

Türk savunma sanayisinin son dönemde en dikkat çeken ürünlerinden olan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi'nin (MİLGEM) ihracatı konusundaki çalışmalarda sona gelindi. Türkiye, bir süredir donanmasını yenilemek ve güçlendirmek isteyen ülkelerle MİLGEM'lerin ihracatı konusunda görüşmeler yürütüyor. Bu kapsamda, Suudi Arabistan'a 5, Pakistan'a 4 MİLGEM'in ihracatı konusunda sözleşme çalışmaları yapılıyor. Sözleşmeler üzerinde önemli mesafeler alınırken, her iki ülkeyle de imza aşamasına gelindiği belirtiliyor.Kolombiya Deniz Kuvvetleri'nin yeni Fırkateyn Tedarik Programı'na talip olan Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM), tedarik makamının 3 firmanın yer alacağı kısa listeyi açıklamasını bekliyor. STM'nin ihaleye katılan güçlü rakiplerin arasından sıyrılarak kısa listeye kalması öngörülüyor.STM ayrıca Körfez ülkelerindeki çalışmaları kapsamında Kuveyt Deniz Kuvvetleri'nin korvet ve modernizasyon projeleriyle ilgileniyor."Somut sonuçlar için ısrarlı takip"STM Genel Müdür Yardımcısı Murat İkinci, Kuveyt'te düzenlenen Körfez Savunma ve Havacılık Fuarı'na ve bölgedeki çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.İkinci, birçok ülkenin MİLGEM'e gösterdiği ilgiden duydukları memnuniyeti aktararak, "Ancak ilginin yüksek olması, teknik olarak iyi olmanız, önerinizin çok iyi olması tek başına sonucu belirlemiyor. Başka faktörler de süreci etkiliyor. Sabırla, uzun süredir MİLGEM'lerin ihracatı için çalışıyoruz. Somut sonuçlar almak için de çalışmalarımızı ısrarla sürdüreceğiz. Geçici ve yüksek bir ilgi sonuç getirmiyor. Uzun soluklu ve sıkı takibe devam edeceğiz." ifadesini kullandı. DENİZ HABER AJANSI

‘M/V Keneukai’ isimli kargo gemisi Endonezya'da battı

‘M/V Keneukai’ isimli kargo gemisi Endonezya’nın Barito Nehri'nde çimento yüklemesi yaptıktan sonra, Trisakti Banjarmasin Limanı’nın yakınında yerel saatle 17.00'da battığı öğrenildi.Sahil Güvenlik Birimi Başkanı Windy Syaputra, "Java’ya gönderilecek yaklaşık 52 bin çimento çuvalı yüklü gemideki mürettebat tahliye edildi" dedi.Geminin kaptanından aldığımız bilgiye göre, kargo gemisi Barito Nehri’ndeki gemi enkazına çattı ve sol dingilinden su sızdırmaya başladı ve kısa bir süre sonra ise battığı öğrenildi.1984 yapımı, 74.64 metre uzunluğa ve 13.03 metre genişliğe sahip olan kargo gemisinin batmasıyla ilgili soruşturma devam ediyor.Haber: Çağla PULATKAN / DENİZ HABER AJANSI

Tamer Kıran seçim stratejisini açıkladı

Seçimlere güçlü bir şekilde hazırlanan ‘Hepimizin Odası Hareketi’nin tanıtımı Büyük Kulüp Salon Redroom’da gerçekleşen basın toplantısıyla gerçekleşti. Hareketin başkan adayı olan Tamer Kıran, Recep Düzgit, Salih Zeki Çakır ve Şadan Kaptanoğlu’nun da desteğini alarak 'Hepimizin Odası Hareketi' adı altında seçimlere hazırlanıyor. Stratejilerini kamuoyuyla paylaşan Kıran, mevcut oda yönetimine muhalefet amacıyla başlatılmış bir hareket olmadıklarını, tabana yayılan bir yönetim anlayışı ile Türk denizciliğinde yeni bir bakış açısı inşa etmek için yola çıktıklarını vurguladı.Kıran, ‘Hepimizin Odası Hareketini’ Türk denizciliğinin yeni bin yılın değişen paradigmalarında kendi birikimlerinden güç alarak potansiyel kaynaklarını harekete geçirmek, dünya denizciliğinden hakkı olan payı almasını sağlamak ve Türkiye’nin büyük ülküsü olan denizciliğin itibarını daha da yükseltmek üzere yüzlerce denizcinin başlattığı, her geçen gün daha da gelişip güçlenen bir hareket olarak tanımladı.Hepimiz Aynı GemideyizTamer Kıran, 216 trilyon dolar borç, yıllık 7 trilyon dolara yaklaşan faiz yüküyle beli kırılma noktasına gelen bir dünya ekonomisi ile karşı karşıya olduklarının altını çizerek, dünyada büyük denizcilik şirketlerinin birleştiği bir ortamda Türk denizciliğinde anlamsız rekabet ortamı oluşturmak gibi bir niyetlerinin de olmadığını söyledi. Kıran, Hepimizin Odası Hareketi’nin, istikametinin ve niyetinin belli, söyleminin şeffaf olduğuna dikkat çekti.Kıran sözlerine şöyle devam etti: “Deniz Ticaret Odası, belirli grupların ve bir statüko oluşturan ailelerin değil hepimizin odası olmalıdır. Zira sektörün mevcut sorunlarıyla boğuşurken, gelişen dünyada oluşacak ve belki bir daha oluşması mümkün olmayan fırsatları kaçıracağız. Dünyayla rekabet edebilmek için önce kendi içimizde daha sonra bölgemizdeki denizcilerle iş birliğine açık olmak gerekir. Birlikte iş yapmayı beceremeyenler, zaten rekabet edemezler. Bu nedenle, birlikte iş yapmanın yollarını aramak önceliğimizdir.”Muhalif Değil Birlik HareketiBu dönemde bütün denizcilerin bilgi, beceri, tecrübe ve ilişkiler ağına ihtiyaçlarının olduğunu söyleyen Kıran, "İnancımız odur ki; Deniz Ticaret Odası artık elini taşın altına koymalı, ülke sorunlarına çözüm noktasında yerini almalı, hiç değilse kendi iş kollarında yaşanan sorunların çözümü için yasaların kendine yüklediği görevleri ifa etmelidir. Bu görev için gerekli kaynak fazlasıyla mevcuttur. Kastettiğimiz kaynak sadece oda bütçesi veya gelirleri değildir. Asli kaynağımız denizciliğin bin yıllık birikimi, binlerce denizcinin tecrübesi, üyelerimizin dünyada kurduğu ticari ilişkiler ağıdır. Biz denizcilerin dünyada ulaşamayacağı kaynak, bilgi veya teknoloji yoktur. Denizcilerin sorunlarını sektöre uzak olanlar değil, zorlu denizlerde iş üreten denizciler çözecektir. Önümüzdeki dönemde hepimizin aklına, cesaretine, tecrübesine, ilişkiler ağına ihtiyacımız var. İşte bu nedenle; Hepimizin Odası Hareketi bir muhalif hareket değil, bir birlik hareketidir" dedi.DENİZ HABER AJANSI

Zarrab-Atilla davasında yeni tanık Adam Szubin, Atilla'yı suçladı

Princess Motor Yachts'da olduğu gibi gövdesinden en ufak ayrıntısına kadar titizlikle tasarlanarak mükemmelliğe ulaşan, bu özelliği ile İngiliz tersanelerinin en önemli temsilcisi olan Princess Motor Yachts, 75, 68, 62 ve V40 modellerini CNR Avrasya Boat Show'da görücüye çıkaracak.Binlerce deniz tutkununun beğenisine sunulacak olan Princess yatlar, CNR Expo'nun 1. HALL'ünde, Alfabeta Marine standında sergilenecek. Alfabeta Marine de kendi evinde Alfabeta Marine Group, dünya denizcilik sektörünün kalite ve güvenirliliği kanıtlanmış markalarından Princess Motor Yachts, Tiara Yachts, Arcadia Yachts ve Propspeed'in Türkiye distribütörlüğünü başarı ile yürütüyor. Alfabeta, Ataköy Marina ve Bodrum D Marin ofislerinde, 25 yıldır denizcilik sektörüne hizmet veriyor. CNR Avrasya Boat Show'un müdavimi olan Alfabeta Marine Group, yeni model ve teknoloji ürünlerini CNR Expo'da görücüye çıkaracak.Karada yapılan dünyanın en büyük iki fuarından biri olan, Türk fuarcılık sektörünün en prestijli ve renkli organizasyonu CNR Avrasya Boat Show, 10-18 Şubat 2018 tarihlerinde ihracatın merkezi CNR Expo Yeşilköy'de düzenlenecek.DENİZ HABER AJANSI

Tasarım harikası yatlar CNR Avrasya Boat Show'a geliyor

ABD’den ihraç ettiği ABD yapımı tekne motoru ve jeneratörleri İran Deniz Kuvvetleri’ne yasadışı bir şekilde satmak ve bu ülkeye karşı olan yaptırım rejimini delmekle suçlanan Türk işadamı Reşit Tavan ABD'nin Milwaukee kentinde hakim karşısına çıktı.Satış için lisansı yokmuşDenizcilik Ekipmanları dağıtımı yapan Ramor Group’nun sahibi 40 yaşındaki Tavan, ABD’nin Wisconsin Eyaleti'nde üretilen takma motor ve tekne jenaratörlerini İran'a satmak için gerekli lisansları alamamasına rağmen, dolaylı yoldan satış yapmakla suçlanıyor.Tavan ve şirketi Ramor Grubu, 1995'ten bu yana yürürlükte olan yaptırımların etrafından dolanmak için bu ekipmanı önce ABD'den Türkiye'ye ihraç etmekle, daha sonra da Türkiye'den İran'a satmakla suçlanıyor.İddianameye göre Tavan, Wisconsin Eyaleti'nde faaliyet gösteren Seven Marine 557 şirketinden 2013 yılında her birinin değeri 100 bin doların üzerinde olan tekne takma motorlarını Türkiye'de kullanılacağını söyleyerek satın aldı.312 bin dolardan fazla para transferi yapılmış Mahkemede Tavan'ın ayrıca 2015 yılında Kohler marka tekne jeneratörlerini, gizlenmiş füze fırlatma kapasitesi olduğu düşünülen İran menşeli gemiler için sattığı iddia edildi. İddianameye göre Ramor Grubu'nun ABD'deki şirketlere toplamda 312 bin dolardan fazla para transferi yaptığı tahmin ediliyor.Kefaletle serbest bırakılması için başvurulacakTavan'ın avukatı Nejla Lane müvekkilinin suçlamaları reddettiğini kaydederken, isminin aklanmasını istediğini söyledi. Avukat ayrıca 40 yaşındaki işadamının önümüzdeki haftalarda kefaletle serbest bırakılması için başvuracaklarını ekledi.Tavan'ın avukatı Lane'in ifadesine göre işadamı hayatında ABD'de hiç bulunmadı ve bu ülkeden ithal ettiği ekipmanın İran ordusuna satıldığını bilmiyordu.Türkiye'nin Chicago Konsolosluğu'ndan temsilciler de ihtiyaç olması durumunda Tavan'a destek olmak için duruşmada yer aldı. Reşit Tavan Haziran ayında Romanya'da tutuklanıp ABD'ye iade edilmişti.Romanya'da tutuklanmıştıReşit Tavan ABD'li yetkililerle görüşmek üzere gittiği Romanya'da 8 Haziran'da tutuklanmıştı. İran'a karşı yaptırım ve ambargo rejimini ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında ABD tarafından verilmiş yakalama emri olan işadamı tutuklandıktan kısa bir süre sonra ABD'ye iade edilmişti.DENİZ HABER AJANSI

Reşit Tavan, İran'a yasadışı tekne motoru satmakla suçlanıyor

Marmara Denizi yönünden sabah saatlerinde boğaza giren Rus donanmasına ait, 127 borda numaralı "Minsk" adlı gemi, Ege Denizi'ne doğru seyrini sürdürdü.Sahil Güvenlik unsurları, boğazdan geçişi sırasında gemiye botla refakat etti. DENİZ HABER AJANSI 

'Minsk' isimli gemi Çanakkale Boğazı'ndan geçti

Yıllardır tartışma konusu olan Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı için 2011 yılında alınan özelleştirme kararı 2013 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile yürürlüğe girdi. Bu karara göre 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirilecekti.  Geçtiğimiz kasım ayında ise Özelleştirme Yüksek Kurulu bu kararında önemli bir değişikliğe gitti. ÖYK kararı ile  özelleştirilecek alan  478 bin 507 metrekareye çıkartıldı. ÖYK’nın  6 Kasım tarihli bu kararı  10 Kasım 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İmar planları askıya bile çıkmadan 36 yıl süreyle işletilmek üzere ihaleye çıkılacağı da duyuruldu. Son teklif verme süresi 15 Şubat 2018 olarak belirlendi.HEMŞEHRİ DAVASI AÇILDIKadıköy Kent Konseyi de bu son kararı “hemşehri” davası açarak mahkemeye taşıdı. Kadıköylü 14 hemşehri, 11 Aralık 2017 tarihinde Danıştay'da  Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı ile ilgili kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile dava açtı. Dava dilekçesinde bu bölgenin özelleştirilmesi ve özel bir işletmenin tasarrufu altına girmesi durumunda, Anayasal düzeyde koruma altına alınmış olan yaşama hakları, maddi ve manevi varlıklarını koruma hakları, sağlıklı bir çevrede yaşama haklarıyla, kıyılardan herkesin yararlanma haklarının ihlal edileceği belirtildi.BİN 700 YAT KAPASİTESİDava dilekçesinde “Planlar ile kara alanı yaklaşık 22 bin 751 metrekareden yaklaşık 30 bin metrekareye, mevcut deniz  alanı 300 bin metrekareden 355 bin 859 metkeraye, mevcut marina alanındaki yaklaşık 7 bin metrekare olan inşaat alanı da 15 bin metrekareye çıkartıldı. 700 olan yat bağlama kapasitesi de bin 700'e çıktı” tespiti yapıldı.YAT LİMANI BÜYÜDÜ YELKEN ALANI DARALDIÖzelleştirme Yüksek Kurulunun kararında ifade edilen yeni planlarda, yat limanı alanının büyütülmesi ile deniz alanında ekolojik dengenin bozulacağı, yosunlaşmanın artmasının doğal su akımlarının ortadan kaldıracağı vurgulandı. Denizdeki oksijenin azalacağı, doğal yaşamın tehlikeye gireceği, yelken sporunun yoğun olarak yapıldığı alanın küçüleceği ve hava koridorunun kesileceği ifade edilerek “Kadıköy ve çevre ilçelerde yaşayan hemşehrilerin sosyal çevre alanlarının yok olmasına sebebiyet verecektir” denildi.PARK ALANLARI YOK EDİLDİAlınan kararın Çevre Düzeni Planı'na aykırı olduğuna da dikkat çekilerek park alanlarının yok  edildiği, bölge nüfusunun ve trafiğinin arttığı, bölge ekolojisinin tahrip olduğu, 3. Derece Arkeolojik, 2. Derece Doğal  Sit Alanını içerisinde ve 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Fenerbahçe yarım adasının komşuluğunda olan bölge için alınan kararın şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka aykırı olduğu kaydedildi. Dilekçede yapılması planlanan düzenleme ile; halkın kıyı kullanımının engellendiği, bölgenin karakteristik dokusunun bozulduğu, kıyı siluetinin olumsuz etkilendiği belirtildi.DENİZ HABER AJANSI

Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı kararının iptali için Danıştay’a başvuruldu

Alınan bilgiye göre, Akçakoca Limanı'ndan sabah saatlerinde balık avlamak için Aydın Kaptan isimli gırgır teknesi ile Zonguldak'ın Alaplı ilçesi açıklarına giden Aydın Yıldız (63), gemiyi kullandığı esnada bir anda fenalaştı. Teknede bulunan mürettebat, durumu Sahil Güvenlik ekiplerine bildirdi.Geminin bulunduğu bölgeye başka bir tekne gönderen Sahil Güvenlik ekipleri, durumu 112 Acil Servis ekiplerine haber verdi.Yıldız, Çakırlar isimli başka bir teknenin kabininde limana getirildi. Burada bekleyen sağlık ekipleri, Yıldız'ın hayatını kaybettiğini belirledi.Yıldız'ın cesedi, Akçakoca Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.DENİZ HABER AJANSI

Düzce'de balık avına çıkan kaptan hayatını kaybetti

Uluslararası Af Örgütü, yayınladığı yeni raporunda AB liderlerini Libya’da mültecileri kötü muameleye maruz bırakanlarla işbirliği içinde olmakla suçladı. AB liderlerinin uluslararası mahkemeye çıkması için yeterli kanıta sahip olduklarını aktaran Af Örgütü yetkilisi Dalhuisen, “Bizi, mahkeme salonunda göreceksiniz” dedi.Avrupa Birliği (AB) ve İtalya tarafından Libya sahil görevlilerine bot, eğitim ve fon verilmesinin ardından Temmuz-Kasım ayları arasında İtalya’ya gelen mülteci sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 67 azalma gerçekleşti. Ayrıca bu dönemde denizde yaşanan ölümlerde de azalma yaşandı.Ancak AB’nin oluşturduğu bu yeni sistem, Uluslararası Af Örgüt’ünün yayınladığı yeni rapora göre daha farklı sorunlara yol açıyor.Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gelen mültecileri ve göçmenleri engellemek için AB’nin kurduğu sistemin; milis ve insan kaçakçılarına para kazandırdığı yazıldı.AB’nin finanse ettiği Libya kıyı denetimi ve gözaltı merkezlerini yöneten yetkililerin binlerce mülteciyi sömürdüğünden ve bu mültecilerin işkenceye maruz bırakıldığından haberdar olduğunu öne süren Af Örgütü, AB’nin işbirlikçi olduğunu savundu.Af Örgütü: Kamplarda para için işkence yapılıyorÖrgüt, sahil görevlileri ve mülteci ile sığınmacıların teslim edildiği kişilerin çoğu zaman çete ve milisler ile işbirliği içinde olduğunu öne sürdü. Raporda, botların üzerindeki bazı işaretler aracılığıyla kıyıdaki görevliler ve insan kaçakçıları arasında iletişim kurulduğundan, dolayısıyla bazı botlara Libya sularında müdahale edilmediğinden bahsedildi.Ayrıca geçişi engellenen botlarda bulunanların ise Libya Yasa dışı Göç ile Mücadele tarafından kamplara gönderildiği, bu kamplarda para için işkenceye maruz bırakıldığı belirtildi. Örgütün raporunda ayrıca yaklaşık 3 ay boyunca gözaltında kalan Gambialı bir kişinin şu sözlerine yer verildi: Bırakılmam için para istediler. O yüzden plastik hortumla dövdüler. Döverken de para göndersinler diye aileyi arıyorlar.“Yeterli kanıta sahibiz, bizi mahkeme salonunda göreceksiniz”Göçmen, mülteci ve sığınmacılarla yapılan görüşmeler ve Libya yetkilileriyle iletişime geçilmesinin ardından Af Örgütü, AB üyesi devlet liderlerinin insan haklarına yönelik sorumlulukları ihlalden ötürü uluslararası mahkemeye çıkmaları için yeterli kanıta sahip olduklarını aktardı.Örgütün Avrupa direktörü John Dalhuisen, “Bizi, mahkeme salonunda göreceksiniz” dedi.Dalhuisen, şöyle konuştu: Libya’da hapsolmuş olan yüz binlerce sığınmacı ve mülteci, çoğu zaman maddi kazanç için beraber çalışan Libya otoriteleri, milisler, silahlı gruplar ve insan kaçakçılarının insafına kalmış durumda. On binlerce kişi, süresiz bir şekilde fazlasıyla kalabalık gözaltı merkezlerinde tutuluyor ve sistematik olarak eziyet görüyor.Son olarak Dalhuisen, Avrupa ülkelerinin hükümetlerinin sadece bu durumu bilmekle kalmadığını, aynı zamanda Libya’dan gelenleri engellemek için Libyalı yetkililere etkin bir şekilde destek sağladığını belirterek, “Onlar, bu suçların işbirlikçileri” dedi.DENİZ HABER AJANSI

AB liderleri mültecilere işkence konusunda suçlandı

Sahil Güvenlik ekipleri, Bodrum Çelebi Adası açıklarında termal kamera ile tespit edilen bir fiber tekneyi durdurdu. Teknede arama yapan ekipler, aralarında kadın ve çocukların da olduğu Suriye uyruklu 21 kişiyi Sahil Güvenlik botuna alarak limana getirdi.Operasyonda, yasa dışı geçişe aracılık ettiği belirlenen Moldova uyruklu bir kişi gözaltına alındı. Yabancı uyruklular, işlemlerinin ardından Bodrum Yabancılar Şubesine teslim edildi.Görecek Adası açıklarında düzenlenen bir başka operasyonda ise bir sürat teknesini durduran ekipler aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Suriye uyruklu 31 kişiyi yakalanmıştı.DENİZ HABER AJANSI

Bodrum'da Suriye uyruklu 52 kaçak göçmen yakalandı

Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, denizcilik sektöründe Yalova’nın payını her geçen gün artırdığına belirterek, “Sektörde yan sanayi ile birlikte toplamda 80 bin kişi dolayında istihdam bekliyoruz. Dolaylı istihdam rakamlarını da göz önüne alırsak bu sayının 100 binleri bulacağını söyleyebilirim” dedi.Tuzla bölgesinde yan sanayi ve yeni inşa faaliyetlerinin dar bir alanda sıkıştığını ifade eden Oral, “Dolayısıyla biz yan sanayi ile ilgili faaliyetleri geniş tutmaya çalışıyoruz. Yan sanayide faaliyet gösterecek üreticilere halen 12 firmanın aktif olduğu tersanelerin arkasında bir koridor vereceğiz bununla ilgili aşamalarımız devam ediyor. Ayrıca Çavuşçiftliği Köyü’nde bir bölümü yan sanayiye ayırıyoruz. Bölgede 120 dükkan yapıldı ancak aktif olarak faaliyete geçmedi. İnşası devam eden ve yapılacak yerler var. Yan sanayi için gereken alan ve altyapıya sahibiz” diye konuştu.Yalova’da Osmangazi Köprüsü’nün açılmasıyla birlikte Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (GİOSB) projesi için çalışmalara hız verdiklerini kaydeden Oral, ”OSB projelerinde kullanılmak üzere Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 75 milyon lira ödenek ayrıldı. Yaklaşık bin 400 dönüm üzerine kurulacak olan GİOSB’de ödenek ayrılan merkezler içerisinde yer alıyor. GİOSB’de 15 bin kişinin istihdam edilmesi ve Türkiye’nin ileri gelen 200’e yakın sanayi kuruluşunun da faaliyete geçmesi planlanıyor. 2.5 milyar liralık yatırımla kurulacak GİOSB, Türk gemi sanayisinin uluslararası deniz endüstri platformunda etkin bir şekilde söz sahibi olmasını sağlayacak. Ayrıca gemi yan sanayide dışa bağımlılığın azalmasında da etkin bir rol üstlenecek” şeklinde konuştu.Kivi reçelinin patentini aldıkAltınova Belediye Başkanı Metin Oral, süs bitkileri alanında Türkiye’nin söz sahibi kentleri arasında yer alan Yalova’nın meyvecilikte de geliştiğini belirterek, “Kivi Altınova için önemli bir gelir kapısı oldu. Bölgemizde geçen yıl kivi üretimi 20 bin ton dolayında gerçekleştirildi. Bu yıl ise yüzde 10’luk bir artış ile 22 bin ton dolayında bir üretim gerçekleştirildi” diye konuştu. Kivi üretiminde markalaşmak için bir dizi proje yürüttüklerini aktaran Oral, “Kivi reçeli üretimi ile ilgili çalışmalarımız var bunun patentini de aldık” şeklinde konuştu. Kivinin bölge için de önemli bir gelir kapısı olduğunun ifade eden Oral, bölgede üretim yapan çiftçilerin katma değeri yüksek ürünlere yöneldiğini kaydetti. Trabzon hurması ve antioksidan içeriği ile ana vatanı Kuzey Amerika olan aronya meyvesini de tarım ekonomisine kazandırdıklarını ifade eden Oral, “Daha uzun süre dayanabilen hurma çeşitleri ile ilgili denemelerimiz devam ediyor” şeklinde konuştu. Osmangazi Köprüsü nedeniyle arsa fiyatlarının değerlenmesi nedeniyle bölgede kivi yetiştiriciliği yapan birçok çiftçinin Bursa Orhangazi’den yer aldığını aktaran Oral, “Bursa’da tarımdan elde edilen gelirde kivinin kazancı artacak. Köprü yapımı sürecinde kivi üretiminin olduğu alanlar kamulaştırıldı. Bundan dolayı kivi yetiştiriciliği yapan birçok çiftçi Orhangazi’de yer alarak kivi üretimi ile ilgili sürdürülebilirliği sağlamış oldu” dedi.'Tersanelerde atık yönetimi için çalışmalar yapıyoruz'Gemicilik yan sanayisinin sertifikasyon sorunu ile ilgili taleplerini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye ilettiklerini kaydeden Oral, “Bu konu ile ilgili bakanlıklarımızın bir çalışma yapacağını düşünüyorum. Özellikle yerli malı konusundan bu alandaki üretimlerin çok sınırlı olması Türkiye’nin yan sanayide dışa bağımlı olmasını sağlıyor” diye konuştu. Tersanelerde atık yönetimi ile ilgili çalışmalar da yapıldığını dile getiren Oral, “Bu çalışmaları hem belediye olarak biz yapıyoruz hem de çevre müdürlüğü yapıyor. Arkadaşlarımız bu çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli yürütüyor. Yapılan çalışmaların daha iyi olabilmesi adına öneri ve görüşlere açığız” dedi.DENİZ HABER AJANSI

Denizcilik sektöründe Yalova’nın payı giderek artıyor

8 Aralık'ta Antalya’da Ares Tersane’sinde düzenlenen tören ile Katar’a teslim edilen ve Türk Loydu askeri gemi kurallarına göre inşa edilen Ares 150 Hercules OPV Açık Deniz Karakol gemisinin, dünyanın en hızlı açık deniz karakol gemisi olduğu belirtildi.Antalya Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Ares Tersanesi tarafından inşa edilen kompozit gövdeli, 48 metre boyundaki Ares 150 Hercules açık deniz karakol gemisi 8 Aralık Cuma günü düzenlenen tören ile Katarlı yetkililere teslim edildi. Ares 150 Hercules, 37 saatte deniz mili (68.5 kilometre) hız yapabiliyor.Katar İçişleri Bakanlığı sahil güvenlik gemileri projesi 5 adedi 24 metre boyunda Ares 75 Hercules süratli karakol botu, 10 adedi 34 metre boyunda Ares 110 Hercules süratli karakol botu ve 2 adedi de 48 metre boyunda Ares 150 Hercules açık deniz karakol gemisinden oluşuyor. 'Ares 150 Hercules', dünyanın en hızlı açık deniz karakol gemisi ve Türkiye'de bugüne kadar inşa edilmiş en büyük kompozit gövdeli gemi unvanına sahip. Gemi, hizmete girmesinin ardından 37 deniz mili azami süratiyle Katar Körfezi ve okyanuslarda operasyon yapabilecek. Askeri alanda kullanılacak olmasına rağmen oldukça konforlu ve lüks inşa edilen geminin içi lüks otel odalarını aratmıyor. VIP kamaralardan dinlenme salonlarına, kaptan köşküne kadar birinci sınıf malzemelerin kullanıldığı gemi, Katarlı yetkilileri de kendine hayran bıraktı.Proje kapsamında inşa edilen gemilerin tamamı Türk Loydu Askeri Gemi Kurallarına göre inşa edildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Katar İçişleri Bakan Vekili Tuğgeneral Al-Khulaifi, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Ares Tersanesi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu, Türk Loydu Genel Müdürü Alper Eralp ile bürokratlar ve davetlilerin katıldığı teslim töreni sonrasında konu hakkında bir açıklama yapan Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu; “Dost ve müttefik ülke Katar için inşa edilen bu karakol gemilerinin; dizayn ve inşa kontrolü, malzeme ve ürün sertifikasyon hizmetlerini gerçekleştirerek, 50 yıllık tarihine 100’den fazla askeri geminin klaslanmasını sığdıran Türk Loydu, bugün hizmetlerine yurtdışında da başarı ile devam etmektedir. Düzenlenen tören ile Katar’a teslim edilen Yüksek Hızlı Karakol Gemilerinin Türk Loydu tarafından klaslanması için değerli katkıları bulunan Ares Tersanesi ve Türk Loydu yönetici ve çalışanlarına teşekkür ettiklerini” belirtti.DENİZ HABER AJANSI

Dünyanın en hızlı açık deniz karakol gemisi Türk Loydu Klası ile Katar’da

Duma tarafından yayınlanan belgede, Rusya ile Suriye arasında yapılan 49 yıllık anlaşmayla Rus donanmasına ait, Suriye’nin Tartus kentindeki deniz üssünün genişletilmesi öngörülüyor.Anlaşmaya göre, Rus üssü, Suriye’nin sivil ve idari yetkisinden tamamen muaf olacak, Rusya bölgedeki ortak tesisleri de herhangi bir bedel ödemeden kullanabilecek.Rusya’nın üste barındıracağı taşınabilir ve taşınmaz tüm malların arama, el koyma ve diğer işlemlere tabi tutulmasına da muafiyet sağlayan anlaşma, tarafların itiraz etmemesi halinde 25 yıl daha uzatılabilecek.Anlaşmada ayrıca "Rusya, donanma tesisini korumak için gerekli sayıda askeri gönderme hakkına sahiptir." ifadesi yer alıyor.Putin, geçen günlerde Suriye'nin Lazkiye ilinde bulunan Hımeymim üssünde yaptığı açıklamada, Rus birliklerine Suriye'den çekilme talimatı verdiğini belirterek "Rusya'nın Suriye'deki uzlaşma merkezleri ise faaliyetlerine devam edecek. Rusya'nın Tartus ve Hımeymim üslerinin de faaliyetleri kalıcı olarak sürecek." açıklamasını yapmıştı.DENİZ HABER AJANSI

Rusya, Tartus'taki deniz üssünü genişletiyor

TMMOB Gemi Mühendisleri Odası’nın gelenek haline getirdiği 5.Öğrenci Çalıştayı’nın açılışı 12 Aralık'ta, Tuzla Ay Yıldız Sosyal Tesisleri’nde,  İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.Çalıştay, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ardından TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bostancı açılış konuşmasıyla başladı. İİB Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Bayrak, TMMOB Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Feramuz Aşkın, Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu, Türkiye Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Dereli’nin konuşmalarıyla devam edildi.Çalıştayın ilk oturumunda “İnsan Kaynakları” konusu ele alınarak Gemi Mühendisliği öğrencilerinin mesleki gelişim ve dayanışmalarına katkıda bulunuldu.Çalıştaya, Sedef Tersanesi İnsan Kaynakları Müdürü Emine Genç Özkan, Türk Loydu Vakfı İnsan Kaynakları Müdürü Ali Hakan Gültekin ve GEMAK İnsan Kaynakları Müdürü Esra Ertekin Gülbay panelist olarak katılım sağladı. Gemi Mühendisliği bölümü öğrencilerine iş hayatlarına yön verecek bilgi ve tecrübeleriyle öğrencilerin geleceklerine ışık tuttu. Öğrenciler, mezun olduklarında karşılaşabilecek işe alım süreçlerini, bu süreçlerde nelere dikkat edinildiği konularında sorularını aktardı.13 Aralık Çarşamba günü gerçekleşecek olan çalıştayın ikinci gününde, Yat Tasarım Üretimi ile Askeri Gemiler konularında paneller yapılacak.DENİZ HABER AJANSI

TMMOB Gemi Mühendisleri Odası 5. Öğrenci Çalıştayı başladı

Offshore, petrol ve gaz sektöründeki talepler doğrultusunda Damen Tersanesi tarafından geliştirilen FCS 7011 tipi hızlı mürettebat tedarik botu, lojistik maliyeti düşürmek ve verimliliği artırmak için özel olarak tasarlandı.Tamamı alüminyumdan yapılmış tek tekneli FCS 7011, denizaşırı üretim tesisleri için hızlı ve rahat mürettebat tedariği sağlanması için inşa edildi. Yolcu rahatlığı için tasarlanan FCS 7011 bireysel müşteri gereksinimlerine uyacak şekilde yapıldığı belirtildi.Bot diğer geleneksel botlara göre daha fazla güvenli seyir imkanı sunuyor.Damen’ın ‘Sea Axe’ pruva ve seyir kontrol sistemi offshore deniz operasyonlarında daha kolay çalışma imkanı sunuyor.150 yolcu kapasitesi olan FCS 7011, 40 knota kadar hız yapabilecek şekilde tasarlandı. Metal Shark CEO’su Chris Allard, ‘FCS 7011, offshore sektörü için güvenli, konforlu ve verimli seyir için akıllı tasarım ve son teknolojiden yararlanıyor. Shark’ın Damen Tersanesi ile uzun dönemli ve önemli iş ilişkileri mevcut ve bu birinci sınıf botu ABD pazarına sunmayı üstlendiğimiz için çok heyecanlıyız’ dedi.FCS 7011, ABD’deki Metal Shark şirketinin 25 dönüm araziye sahip Louisiana Tersanesi’nde üretilecek.Haber: Çağla PULATKAN / DENİZ HABER AJANSI

Metal Shark, FCS 7011 tipi botu ABD pazarına sunuyor

9-10 Aralık'ta Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinden katılım sağlanan "Yılan Balığı Yakalama Yarışması"na 150 sportif balıkçı katıldı. Yarışma Tarsus-Adana il sınırını belirleyen Seyhan Nehri'nin Tarsus yakasında yapıldı.Yarışma sonunda dereceye girenlere ödülleri Tarsus Belediye Başkan Vekili Ali Şimşek tarafından verildi.En büyük yılan balıklarını yakalayarak ilk üçe giren ve ödül kazanmaya hak kazanan yarışmacılar şunlar; Birinci; 76 santimetre yılan balığıyla Şevki Kurt ve Hasan Çakmak, ikinci; Lütfi Keskin ve Muzaffer Şenol 73 santimetre, İbrahim Alpaslan ve Mesut Es ise 71 santimetrelik av ile üçüncü oldu."DENİZ HABER AJANSI

Tarsus'ta 'Yılan Balığı Yakalama Yarışması' yapıldı

İtalyan helikopter imalatçısı Leonardo kamu hizmetleri ve güvenlik operasyonlarında kullanılmak üzere ilave 8 helikopter siparişi aldı. Toplam 112 milyon Euro değerindeki 8 adet AW139 orta sınıf, çift motorlu helikopterden ikisi İtalyan Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılacak. Bu helikopterlerin teslimatı 2018 yılı sonunda tamamlanacak.İtalyan Gümrük ve Sınır Koruma Birimi'nde (Guardia di Finanza) dağ-deniz devriyesi, keşif ve arama kurtarma görevlerinde kullanılacak olan altı helikopterin ise 2020 yılına kadar teslim edilmesi planlanıyor.Helikopterlerin teslimatı tamamlandığında bu iki operatörün filosunda yer alan toplam AW139 sayısı 14'e ulaşacak ve yaşlanan AB412 filosunun yenilenmiş olacak. İtalyan Sahil Güvenliği'nin son yıllarda gerçekleştirdiği AW139 uçuşları 10 bin saati geçmiş bulunuyor.DENİZ HABER AJANSI

Leonardo, İtalyan Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan 'AW139' siparişi aldı

Alınan bilgiye göre, Caddebostan Sahili'nde deniz yüzeyinde ceset gören vatandaşlar, polise haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede güvenlik şeridi oluşturarak durumu deniz polisine bildirdi. Olay yerine gelen deniz polisi dalgıçları, tekneden denize atlayarak cesedi karaya çıkardı. Cesedin üzerinden kimlik çıkmazken 45 yaşlarında erkeğe ait olduğu belirlendi. Ceset, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarını tamamlamasının ardından Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.DENİZ HABER AJANSI

Caddebostan Sahili'nde bir erkek cesedi bulundu

Günümüzde göz ardı ettiğimiz plastik sorunu, gün geçtikçe katlanarak büyüyor ve yaşayan tüm canlıları derinden etkiliyor. Plastikler aynı zamanda dünya üzerindeki oksijenin yüzde 50-70’ini üretip, karbondioksit emilimini sağlayan fitoplanktonları ve deniz çayırlarını da etkileyerek, nefesimizi kesiyor.Plastic Oceans Foundation, plastiğin dünyamıza verdiği zararı geniş kitlelere duyurmak adına 4 yılda, 20 farklı lokasyonda deniz ve okyanusların durumunu inceleyerek "A Plastic Ocean" adında bir film çekti. Film, 19 Ocak 2017’den itibaren dünyanın dört bir yanında gösterilmeye başlandı. Denizlerimizin ve su kaynaklarımızın korunması için 23 yıldır çalışan TURMEPA, Plastic Oceans Foundation ile işbirliği yaparak bu çarpıcı belgeseli İstanbul Üniversitesi’nde gençlerle buluşturuyor. TURMEPA, 13 Aralık Çarşamba günü saat 13.30’da Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda ücretsiz olarak gerçekleşecek bu film gösterimi ile üniversiteli gençlerimizi plastiklerin zararları konusunda bilgilendirmeyi ve gelecek nesillere liderlik yapacak bu gençlerin çevreye karşı daha duyarlı olmasını sağlamayı hedefliyor.Film, bugüne kadar Blue Ocean Film Festivali, Sedona Uluslararası Film Festivali, Colorada Çevre Filmleri Festivali gibi festivallerde en iyi çevre ödülünden en iyi belgesel ödülüne kadar birçok kategoride ödül kazandı. Ayrıca birçok ülkede festivallerden özel gösterimlere, okullardan müzelere ve konsolosluklara kadar birçok platformda gösterildi. Yıl boyunca da dünyanın farklı yerlerinde gösterimler devam edecek.DENİZ HABER AJANSI

'A Plastic Ocean' İstanbul Üniversitesi’nde gösterilecek

USNI News'un aktardığına göre, ABD donanması için inşa edilen Michael Monsoor gemisi 4 Aralık'ta denizdeki testler için Maine eyaletindeki Bath Iron Works tersanesinden çıktı. Ancak elektrik kaynaklı bir sorun nedeniyle test sırasında arızalanan geminin tersaneye dönmesine karar verildi.Gemideki arızanın işçilerin tahrik ve elektrik sistemlerini tam anlamıyla test edememesine neden olduğu, sorunun giderilmesinin ardından testlerin devam edeceği belirtildi. Öte yandan onarım çalışmalarının geminin mart ayında donanmaya teslim edilmesini aksatmayacağı da aktarıldı.DENİZ HABER AJANSI

'USS Michael Monsoor' isimli gemi test sırasında arızalandı

Yalı Mahallesi'ndeki Faroz Balıkçı Barınağı'nda ek yapılan beton yapılar ve amacı dışında kullanım gerekçe gösterilerek barınaktaki 138 kişiye tahliye kararı çıkarıldı. 15 gün içerisinde barınakları tahliye etmeleri yönünde tebligat yapılan 138 kişi karara tepki gösterdi. Tahliye kararı karşısında mağdur olduklarını ve haklarını arayacaklarını söyleyen Faroz Balıkçı Barınakları ve Trabzon Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ahmet Mutlu, "Bize suiistimal olduğunu söylüyorlar. Maden suiistimal vardı neden daha önce uyarı yapılmadı?" diye sordu.Balıkçıların eski yerlerinin devlet tarafından yıllar önce yıkıldığı için Faroz'daki barınakların yüklenici firma tarafından kendileri için yapıldığını ifade eden Ahmet Mutlu, "Faroz balıkçı barınağı eski sahil yoluna bitişikti. Yeni Sahil yolu geçince yıkıldı ve devletimiz bize modern bir balıkçı barınağı yaptı. Burada sıkıntı barınaklarda değil 5-C maddesi uyarınca üst yapılarda. Zamanında bize sökülür takılır ahşaptan bir model örnek barınak şeklinde 138 dam yaptırdılar. Şu anda bu damları biz aktif olarak kullanıyoruz.Bu bize zamanında karayolları eliyle devlet yaptı. Bu barınaklar bize 10 yıllık kiralama bedeli ile veridi. Trabzon Liman Başkanlığı'nca 10 yıllık işletme izni verdi. Bu izinlerimiz 2 yıl önce doldu. Bizde yeniden kiralama talep ettik. Bize 'çıkın' diyorlar. Gerekçe olarak betonlaşma, yapılaşma olduğunu öne sürüyorlar. Burada kalanların ufak tefek suiistimalleri oldu, olmadı dersem yalan konuşmuş olurum. Ancak bu görüldüğünde uyarı yapılabilir, düzenleme istenebilirdi. Madem yapılanlar yanlıştı, o zaman uyarmayıp neden suiistimal edilmesine izin verildi? Bu yapıları ben yapmadım ki. Bu kadar insanın vebalini ben nasıl çekerim?"YASALAR TAHLİYE SÜRESİ 30 GÜN DİYORAhmet Mutlu, tahliye kararının mevzuata aykırı olduğunu öne sürerek şöyle devam etti: "Bizi bu güne kadar bekletilir şu anda ecrimisille beraber bizden 300 bin lira ücret istiyorlar. Bu konuyu hem valimize hem de defterdar beye ilettik. Bize duyarlı davrandılar. Milli Emlak'la taksitlendirme yönünde anlaşmaya çalışıyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Yönetmelikte balıkçı barınakları için verilen tahliye süresi 30 gün ama bize '15 gün içinde çıkın' dediler. Kış vakti fırtınalı zamanda bu kadar insan, bu kadar malzemeyi, tekneyi, motoru evine mi götürecek? Bu araba değil ki başka bir yere çekelim. Yetkili mercilere başvurumuzu yaptık, hakkımızı hukuki yollarla arayacağız. Bizler burada kiracı olmaya devam etmek istiyoruz, devletimizden farklı bir beklentimiz yok."'TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ BURAYA BOŞALTMAMIZI İSTİYOR'Farozlu balıkçı İsmail Usta da burasının yapıldığı günden itibaren 'muamma' olduğunu belirterek şöyle dedi: "Bir türlü istenildiği gibi kooperatifimiz malı olmadı. Devamlı bir kiralama modeli uygulandı. Yapıldığı zaman damlar bizim ihtiyacımızı karşılıyordu ama şu anda karşılamıyor. Bundan dolayı da balıkçı arkadaşlar bazı zorunlu ilaveler yaptılar. Bundan rahatsız olan Tarım İl Müdürlüğü buraya boşaltmamızı istiyor. Daha sonra eklenen yerlerin yıkılmasını istiyorlar. Bu da balıkçıya büyük bir maliyet ve zorluk oluşturuyor. Bu saatten sonra nereye gideceğiz bizim geçimiz burada aç mı kalacağız. Bir de burada amacına uygun kullanılamayan barınaklar var. Bu barınaklar balıkçı kooperatifine verilse kendi içimizde çözeceğimiz bir sorundur."'BİZ BABADAN BERİ BALIKÇIYIZ'Faroz Balıkçı Kooperatifi'nde 5 numaralı dam sahibi Muharrem Usta ise "Biz ihtarname aldık. Bu uzun zamandır süre gelen sorunlar yaşıyorduk. Gönderilen tahliye yazısı ile ne yapacağımızı şaşırdık. Yazının herhalde yanlışlıkla gönderilmiş olabileceğini zannettik. Bize burayı devlet yaptı ve kiraladı. Devlet kendi kiraladığı yerden bizi tahliye edip yıkacağını söylüyor. Böyle saçmalık olur mu. Burada amacına uygun kullanılmayan yerler varmış. Biz babadan beri balıkçıyız. Kayığımız buraya bağlayarak burada yaşıyor ve çalışıyoruz. Burada gerçek balıkçının günahı yok .Buradaki gerçek balıkçılılar mağdur oldular. Bizde bir sorun yok, sorunu çözmek için bu damaları amacı dışında kullananları tespit ederek onları izaha getirsinler" şeklinde konuştu.DENİZ HABER AJANSI

Trabzon'da Faroz Balıkçı Barınağı'na tahliye kararı çıkarıldı

Gelibolu'da feribotun çatışmasıyla parçalanarak batan sandalla birlikte sulara gömülen ve kaybolan balıkçı Şerafettin Çalışkan'ın naaşı bulundu.Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanlığı ekipleri, geçen 7 Aralık günü saat 00.30'da, Gelibolu Limanı'na yanaşmak üzere manevra yaparken, kaptan Tümer Özden'in (62) kullandığı feribotun çatıp batırdığı balıkçı teknesini limanın 200 metre açığında buldu. Teknenin yakınında 20 metre derinlikte ise balıkçı Şerafettin Çalışkan'ın naaşı bulundu. Sahil Güvenlik Dalış Timi tarafından bulunduğu yerden çıkarılarak botla Gelibolu Limanına getirilen Çalışkan'ın naaşı, cenaze aracıyla Gelibolu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.Olayla ilgili soruşturma sürüyor.DENİZ HABER AJANSI

Ege Denizi'nde kaçak göçmen ölümleri azaldı

Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında bulunması, gelişmemiş devletler ile zengin Batı ülkeleri arasında köprü özelliği taşıması nedeniyle yasa dışı göç güzergahı olarak kullanılıyor.Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, 2015'te çeşitli sebeplerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan yaklaşık 1 milyon insan, Avrupa'ya Ege Denizi üzerinden kaçak yollarla geçmeye çalıştı.Türkiye'de yasa dışı geçişleri engellemek için çalışan Sahil Güvenlik Komutanlığı, deniz yoluyla yapılan kaçak göçün sonlandırılmasında diğer genel kolluk güçleriyle koordineli ve yoğun mücadele sonucunda büyük başarı elde etti.Türkiye'nin göç olaylarını yönetme konusunda sağladığı başarı, Ege Denizi'nde yaşanan can kayıplarını da azalttı. Ege Denizi'nde 2015'te 806, 2016'da 434, geçen yıl ise 61 göçmen hayatını kaybetti. Buna göre, Ege Denizi'nde yaşanan can kayıpları, 2017'de 2016'ya göre yüzde 85 azaldı.YAKALAMA ORANI YÜZDE 43 ARTTIDeniz güvenliğinin sağlanması kapsamında geçen yıl yoğun gayret gösterildi ve başta Türk Boğazları olmak üzere tüm denizlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı'nca 3 bin 66 kez denizden güvenlik görevi icra edildi. Türkiye'den Yunanistan'a 2015'te yasa dışı yollarla geçmek isteyen 853 bin 650 kişiden 91 bin 611'i, 2016'da 173 bin 614'den kişiden 37 bin 130'u, 2017'de ise 28 bin 907 kişiden 21 bin 937'si Sahil Güvenlik Komutanlığınca yakalandı.Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın yürüttüğü operasyonların caydırıcı etkisiyle 2015'ten bu yana göç girişimleri yüzde 97 azaldı. Yunanistan'a geçmeye çalışanlardan 2015'te yüzde 10, 2016'da yüzde 18, 2017'de ise yüzde 43'ünün geçişine izin verilmedi.Türkiye'den Yunanistan'a 2015'te bir günde 2 bin 339 kişi geçerken, bu sayı 2016'da 476'ya, geçen yıl ise 79'a düştü. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın yürüttüğü mücadele yalnızca göçmen yakalama oranlarının artışı ve göç girişimlerinin azalmasıyla sınırlı kalmadı.Aynı zamanda hayatlarını hiçe sayarak göçmenleri ölüme terk eden göçmen kaçakçılarını yakalama oranları da arttı. Sahil Güvenlik Komutanlığınca 2016'da 118, 2017'de ise 171 göçmen kaçakçısı yakalandı.816 KİŞİ DENİZDEN SAĞ KURTARILDISahil Güvenlik Komutanlığı "önce insan hayatı" prensibiyle faaliyet ve operasyonlarında 24 saat ışıklarını söndürmedi. 2017'de düzensiz göçe bağlı arama ve kurtarma operasyonları dışında gerçekleşen 415 olayda 816 kişi denizden sağ kurtarıldı.Gerçekleştirilen 160 tıbbi tahliye faaliyetinde de hayati tehlikesi olan ve acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan 155 kişi, adalar ve gemilerden alınarak sağlık kuruluşlarına ulaştırıldı.AĞUSTOS AYINDA KARADENİZ'E AÇILDILAREge Denizi'nde rahat hareket edemeyen göçmen kaçakçıları 2017'nin Ağustos ayında rotayı Karadeniz'e çevirdi.Sahil Güvenlik Komutanlığınca 13 Ağustos-27 Kasım 2017 tarihlerinde Karadeniz'de gerçekleşen 8 olayda, 874 düzensiz göçmen ve 10 göçmen kaçakçısı yakalandı.Aynı dönemde irtibatta olunan Romanya tarafından 537 düzensiz göçmen ve 12 göçmen kaçakçısı gözaltına alındı. Alınan tedbirler neticesinde Karadeniz'de yeni bir göç rotasının oluşması engellendi.6 ARAMA KURTARMA BOTU HİZMETE GİRDİDüzensiz göçle mücadele faaliyetleri kapsamında 2015'te başlatılan ve hala devam eden "Ege'de Umut Harekatı" (Operation Aegean Hope) ile "Akdeniz'de Güven Harekatı" (Operation Safe-Med) kapsamında Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarının yüzde 70'inden fazlası kullanılıyor.Sahil Güvenlik Komutanlığı, aşırı kullanım nedeniyle ömrünü dolduran 9 sahil güvenlik botunu planlanandan 3 sene önce, 2016 sonunda hizmet dışına çıkarmak zorunda kaldı.Gerçekleştirilen projeler kapsamında tedarik edilen ve kısmi bir telafi sağlayan 6 arama kurtarma botu 2017'de hizmete girdi. Bu botlar, Bodrum Yalıkavak, İzmir Çeşme, Çanakkale Gökçeada, Muğla Marmaris, Balıkesir Burhaniye ve İstanbul Büyükdere'de görevlendirildi.Ege Denizi'nde 2015'te 806, 2016'da 434, geçen yıl ise 61 göçmen hayatını kaybetti. Buna göre, Ege Denizi'nde yaşanan can kayıpları, 2017'de 2016'ya göre yüzde 85 azaldı.Sahil Güvenlik Komutanlığınca 2015'te Türkiye'den Yunanistan'a yasa dışı yollarla geçmek isteyen 853 bin 650 kişiden 91 bin 611'i, 2016'da 173 bin 614'den kişiden 37 bin 130'u, 2017'de ise 28 bin 907 kişiden 21 bin 937'si yakalandı. Sahil Güvenlik Komutanlığı operasyonlarının caydırıcı etkisiyle 2015'ten bu yana göç girişimleri yüzde 97 azaldı.Sahil Güvenlik Komutanlığınca 2016'da 118, 2017'de ise 171 göçmen kaçakçısı yakalandı.Sahil Güvenlik Komutanlığı ve diğer kolluk kuvvetlerince geçen yıl ortaklaşa gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda 293 kilo kokain, 2 ton 160 kilo esrar, 11 bin sentetik uyuşturucu hap ve tek seferde 1 ton 71 kilogram eroin ele geçirildi.DENİZ HABER AJANSI

Kleopatra Plajı'nda yakıtla kaplanan kumlar temizlendi

Alanya merkezindeki ünlü Kleopatra Plajı'nda dün yağmur suyu drenaj kanalından denize akan sıvı, ağır kokuya neden oldu. Denize de karışan atık nedeniyle rahatsız olan çevre sakinleri duruma tepki gösterirken, bazı turistler de koku ve görüntü nedeniyle plajdan ayrıldı.İhbar üzerine plaja gelen polis, sıvının ne olduğunu ve kaynağını belirlemek için çalışma başlatırken, Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Koordinatörlüğü yetkilileri Alanya Belediyesi Olimpik Yüzme Havuzu'nun ısıtma sistemindeki arızadan dolayı sızan fuel-oilin yağmur suyu kanalına karıştığını belirtirken, konuyla ilgili işlem yapıldığını kaydetti.Fuel-oil sızıntısına neden olan arıza dün giderilirken, Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Koordinatörlüğü ve Alanya Belediyesi ekipleri bugün erken saatte temizlik çalışması başlattı.Fuel-oilden etkilenen yağmur suyu drenaj kanalları Antalya Büyükşehir Belediyesi ekiplerince özel cihazla temizlenirken, Kleopatra Plajı'nda yakıtla kaplanan kumlar ise Alanya Belediyesi ekiplerince temizlenerek kaldırıldı.Çalışmaların tamamlanmasının ardından plajda kokunun gittiği, yağmur suyu drenaj kanalından ise denize sızıntı olmadığı gözlendi. Yağmur suyu drenaj kanalından numune alınacağı ve ölçüm işlemlerinin bir süre daha devam edeceği belirtildi.DENİZ HABER AJANSI

Sinop'ta dalış merkezi ve yat limanı yapımının önü açıldı

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2014 ve 2016 yılı araştırmalarına göre Türkiye'nin en mutlu ve yaşam memnuniyeti en yüksek ili olan, Karadeniz'in de önemli turizm merkezleri arasında yer alan Sinop'ta, Bakanlar Kurulu kararıyla iç limandaki bazı bölgelerin 1. derecede arkeolojik sit alanı kapsamından çıkarılması sayesinde kentte dalış merkezi ve yat limanı yapılabilmesinin önündeki engel kalkmış oldu.İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Göz, Sinop'un iç liman mevkisinin 2006 yılında alınan kararla 1. derecede arkeolojik sit alanı ilan edildiğini anımsattı.Üç tarafı denizle çevrili kentin alınan bu kararın ardından denizden istediği derecede faydalanamadığını söyleyen Göz, yatırımların önünde engel olarak gördükleri sit kararının kaldırılmasına yönelik girişimlerde bulunduklarını kaydetti."Kararın kaldırılması için yoğun gayret gösterdik"AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş'in de desteğiyle Sinop ve Dokuz Eylül Üniversitelerinden akademisyenlerce yeniden bir çalışma yapıldığını belirten Göz şöyle devam etti, "Sinop gibi üç tarafı denizle çevrili bir ilde denizden istenilen derecede faydalanılmaması, kabul edilebilir bir şey değildi. Biz de milletvekilimizin desteklerini alarak yanlış olan bu kararın kaldırılması için yoğun gayret gösterdik. Sinop ve Dokuz Eylül üniversitelerinden akademisyenler, çalışmaları yaparak rapor hazırladı. Rapor doğrultusunda Sinop iç limanındaki bazı bölgeler 1. derecede arkeolojik sit alanı kapsamından çıkarıldı. Bu karar ile iş adamlarının ilimize yatırım yapacaklarını umut ediyorum. Bunun da ötesinde Türkiye'de Bodrum'un ardından Sinop'un ikinci bir dalış merkezi olma yolunda önünün açıldığını düşünüyoruz."Göz, söz konusu karar sebebiyle geçmiş yıllarda birçok kişinin mağdur olduğunu kaydederek, "Bazı iş adamlarımız cezai yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Mağdur olanlar oldu. En önemlisi kente yatırım yapılamadı çünkü sit alanı olması, yat limanı başta olmak üzere çok sayıda yatırımın önünü kesti." dedi.DENİZ HABER AJANSI

Yukarı Dön